Genel Başkanımız Ali Yalçın, eğitim gündemine ve sendikal çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ek gösterge düzenlemesini tarihî bir düzenleme olarak nitelendiren Yalçın, Memur-Sen’in yıllardır masaya taşıdığı en temel taleplerinden olan ek göstergenin 6. Dönem Toplu Sözleşme kararı ve devamındaki mücadeleyle 5,3 milyonu kapsadığını kaydetti.
İhtiyaç olan takviye ve iyileştirmelerin yapılması hâlinde milyonlarca çalışanı memnun edecek bir kazanım olacağını ifade eden Yalçın, “İlk önce dört meslek grubu üzerinden oluşan vaat, mücadelemizle, emeğimizle geniş bir çerçeveye oturdu ve kamu görevlileri sendikacılığı açısından tarihe kaydolan en ciddi kazanımlarımızdan biri hâline geldi. Diğer kazanımlar gibi bu da bir Memur-Sen kazanımıdır” dedi.
Ek göstergede memnuniyetin artırılmasına yönelik bazı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Yalçın, “Ek gösterge düzenlemesinde şefler, teknikerler başta olmak üzere, birinci dereceye yükselen tüm memurlar için 3600 ek gösterge verilmesi talebimizin karşılanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile görüştüklerini dile getiren Yalçın, “Sayın Bakan bu hususta ikili görüşmelerimizdeki olumlu tavrını Meclis kürsüsünden de göstererek, ilave düzenleme yapılacağına ilişkin cümle kurarak bu konuda beklenti içindeki yüreklere su serpmiş ve müjde bekleyenlerin umudunu artırmıştır. İstiyoruz ki kör nokta kalmasın, tarihî adım yerilmesin ve herkesin alkışladığı bir çerçeveye taşınmış olsun. Gayretimiz sürüyor ve sürecek” şeklinde konuştu.
Yüzlerce kazanım elde ettik
Ali Yalçın, sendikal örgütlenme sayesinde çalışma hayatının birçok sorununa çözüm bulunmasını sağladıklarını vurguladı. Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnancı gereği başını örten kamu görevlileri yıllarca ayrımcılığa maruz kaldı. Başları kapalı görevlerini ifa edemediler. Çalışma saatleri içerisinde cuma namazını kılmak isteyen kamu görevlileri izin alamadıkları için ya cuma namazını kılamadılar veya rica minnetle namazlarını eda edebildiler. Hac farizası için yıllarca bekledikten sonra kendisine sıra gelen kamu görevlileri izin alamadıkları için haz farizasını yerine getiremedi. Bu ve benzeri pek çok sorunu, verdiğimiz mücadele sonucunda çözdük ve sendikal kazanım hanesine yazdırdık. Son 20 yıl içinde yüzlerce kazanım elde ettik.”
Emeğin patent hakkı olmalıdır
Kamu görevlileri sendikacılığında, işçi sendikacılığındaki gibi, yetkili olmanın bir usulü olduğunu ama işçi sendikacılığındaki gibi yetkili sendikanın hukukunu koruyan bir hüküm bulunmadığını söyleyen Yalçın, “Hâlbuki emeğin patent hakkı olmalıdır. Sendikalı olma/olmama toplu sözleşme ikramiyesi ile farklılık kazanıyor. Örgütlülük özendiriliyor. Sadece yetkili sendika cezalandırılıyor. Yetkili sendikanın kazanımlarını aynıyla tüketme ve bir de dönüp küfretme hakkı ne adaletle ne vicdanla örtüşür. Biz, örgütsüz olmaya karşı örgütlülüğü herkes için ‘Toplu Sözleşme İkramiyesi’ ile özendiriyor ve koruyorken, yetkili sendikanın hakkını teslim etme, hukukunu koruma erdemi yerine yetkili olan örgütlü gücü perdeleme eylemine girişiliyorsa daha alınacak çok mesafe var demektir. Biz, 4688 sayılı kanunun baştan sona ele alınması konusunda mücadelemize devam ediyoruz. Masa düzeni, toplu sözleşme süresi, tutanak sistemi, teklif verebilme yetkisi, tahkim mekanizması, örgütlenmenin kapsamı, grev hakkı, dayanışma aidatı gibi başlıklar ele alınmalıdır. Mücadelemizle kanun bir gün değişecek ve ‘dayanışma aidatı’ hakkı sorununu da eninde sonunda çözeceğiz” diye konuştu.
Sorun çözen örgütlü gücümüzü büyütmeyi sürdüreceğiz
30 yılda memur sendikacılığının ciddi bir mesafe aldığına dikkat çeken Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Memur sendikacılığının Memur-Sen sayesinde toplu sözleşme hakkını almış olması bile başlı başına çok önemli bir kazanımdır. Her sorunumuzu çözmek için mücadelemiz sürüyor. ‘Emek Mücadelemizle 802 Kazanım’ kitabımızla alınan mesafeyi kaydederken, yeni kazanımlar için ise her gün yeniden cehdediyoruz. Mücadele ettiğimiz her sorunu çözdük diyemeyiz ama çözdüğümüz bütün sorunlar mücadele ettiklerimizdir. Sorunları örgütlü gücümüzle çözüyoruz. Onun için örgütlü gücümüzü daha da büyütmeyi sürdüreceğiz. Biliyoruz ki, gücümüz örgütlülüğümüzdür.”